Cumartesi, Mart 07, 2015

Güftede saklı...

Ne bülbül gülü sevdi, seni sevdiğim kadar,
Ne böyle seven gönül, ne de senden güzel var.
İçli bir özleyişle bırak beni yanayım,
Gözlerinde gördüğüm rûyama inanayım..


Yukarıdaki sözler Vecdi Bingöl'e ait...
Ve hepimize....!

Menekşelendi Sular ..Beste Sadettin Kaynak..
Bu da bir film müziği..
Sanırım Orhan Aksoy'un çektiği Hıçkırık filminde kullanılmıştı.
Yıl 1965 Ediz Hun, Hülya Koçyiğit..Neyse...


Anlatmak istediklerimiz için bazen sözcükler kiralarız böyle..
Kendi sözlerimiz yetmediği için mi yoksa dolaylı söylersek daha az yakalanırız diye mi ? bilinmez..

Filmlerde neden müzik olur?
Film içindeki görüntüler yetmiyor mu anlatmaya derdimizi?
Demek bir eksiklik var !
Demek birşeyler anlatmak için güzel sanatların birbirlerine omuz vermeleri gerekiyor.
Film hayatın içinden bir parçanın anlatımıysa eğer..İçinde müzik de olmalı...
Tıpkı bizim hayatımızın içinde müziğin var olduğu gibi..

Her sabah sektirmeden dinleyip güne başladığım şarkılar var benim.
Onsuz bir hayat çok boş olurdu.
Ne şarkıyı yazan, ne besteleyen ne çalan ne de söyleyenin bundan haberi yok ama..

Beş dakikalık bir şarkıyı hakkıyla dinlemek; bir romanı okumak bir filmi seyretmek kadar gayret gerektiriyor aslında..
Elbette hangi şarkılardan bahsettiğimi anlamışsınızdır...Popüler kültüre hakaret kervanına katılmak istemiyorum ancak; elbette vurgulamak istediğim o şarkılar değil. 

Şarkılar tüten hasretlerin dumanı,
Şarkılar bizi bir fırtınaya tutturan,
Şarkılar ulaşamadıklarımıza ulaştıran,
Şarkılar söyleyeni söyleten,
Şarkılar dinleyeni mest eden...

Şarkılar seni söyler...
Dillerde nâme adın...

Her güftede karşıma çıkan
Yalnız Sen...



Solist:   Hamide Uysal



Hiç yorum yok: