Sabah ezanı kadar özledim seni, Minaresiz şehirde, Tahta mandalları özlediğim gibi tıpkı.. Daha beyazdı sanki eskiden çamaşırlar.. Ah şu tahta mandallar........!
Kirlendi üstümde deli pijamaları,
Yıkayıp asacağım bahçedeki ipe,
Çalacaklar gene belki,
Zaman çingeneleri...
Söz dinlemez onlar zira;
Gürültülü bir Roman düğünü gibi,
İki notası kırık akerdeon sesi,
Bir düğüncül klarnet,
Kırmızı ruj, gül rengi oje...
Çalarlar önlerine geleni,
Zaman çingeneleri....