Çarşamba, Nisan 19, 2017

Yokinski



Yazasım yok !
Öyle söndü içim..
Bir umut okyanusunda, 
Bir damla suya hasret düştü kalp..


Hani pörsümüş domatesler olur ya...
Yeme beni der..
Göm beni..
Belki bir başka bahara bir dal veririm sana,
Belki tohumumdan bir başka can doğar..
der ya hani...


Hani rafta okunmayı bekleyen kitaplar olur ya..
Ah bir çevrilse sayfalarım diye bekler ya..
Ve yanındaki eprimiş sayfalı kitaba
gıp gıcır kapağıyla öykünür ya..


Hani,
Oltaya tutulmuş balık çekilirken yukarı,
tutulmamışa bakar da anlar ya özgürlüğü
ve öbürü de çaresiz bakar ya arkasından,


Hani, bir de uçan balonlar vardır amcanın elinde,
Böyle ebemkuşağı
Bir çocuk yaklaşır da işaret eder ya
bunu ver diye.. ve diğerleri de kıskanır ya onu..
çocuğun sevinçli ellerinde, koşarken..


Hani sevgililer vardır Gülhane parkında,
Elele tutuşmuş belki de tutuşmamış..
Ama sevgililerdir ya hani !
Ezerler böyle yaprakları, farkına varmadan
O yaprakların mutluluğunu...

Öyleyim işte..


Akvaryumu bütün dünya zanneden japon balıkları gibi
Küçük penceresine kainatı sığdırmış fahrünisa teyze gibi..
Elma şekerinin içinde kaybolmuş minik suratlar gibi..
Filimlerdeki en kör kütük aşık gibi..
Öyle yokum işte aslında..

Varlığını bilip yok olmak gibi...





Solist; Elif Güreşçi
Bestekar:Necdet Tokatlıoğlu
Söz yazarı:İlham Behlül Pektaş
Makam:Kürdili Hicazkar