Cuma, Eylül 07, 2012

Aptal Pergel



Düşüncesiz pergeller gibi dönüp duruyorum olduğum yerde, herkes beni derviş sanıyor....

Oysa; ne bir günah ne de bir sevabım dudaklarında,zaten ikisinin arası yok... Hiçim..

Aşkta Araf olmuyor, ara olmadığı gibi..

Ya seversin ya düşersin ..Bekleme yapamazsın arada..Sarı taksiler gibi..

Sırat köprüsünden düşersin..Aşağısı kıyamet ..

Kolların gibi, boynumdaki zullerin gibi..

Artık görmediğim uzak yıldızlar gibi..

Yakmaz derimi o yıldızlar artık..

Yatıp dizlerine yıldızlansam da sabaha dek..

İçtiğin her yakutta ben varım oysa..İçine akan..


Gözlerim uzak garların birinde..

Güldüğün her tren biletinde...

Bir beyaz köpek yavrusu gibi takılıp peşine

Hatıraların hepsini doldurup valize, unutsam bir havalimanında.

Kayıp eşya bürosu valizleri gibi soğuk, ihanetin demiri

Sibirya ekspresinin teni gibidir aldatmak...

İçi alev yalaz,dışı kavruk buz..

İspanya'da yoksul bir çiganın üstüne uyar ancak bu acılar

Kanıyor içim kimse görmüyor; an be an..

Akıyor kan damarlarımdan damarlarıma..

İçimdeki kan gölünde kağıttan gemicikler yüzüyor..

Yağmur yağmıyor buraya, gözden düşük damlalar yok.

Ve her kalkan uçak, kalkan bir bıçak gibi

Sonunda iniyor ciğerime..

Salı, Eylül 04, 2012

İPUCU



Yağmur ipuçlarını yıkamıştı ,

Kimse fark edemezdi gözyaşlarımı,

Karışırken gökyüzü birbirine,

Çırpınırken deniz, eski bir iskelede,

Hoyrat rüzgar dağıtırken saçlarını o gemide..

Ne kaptan anlardı,ne martı , ne de sen..



Gözyaşlarımın

Tek şahidi damlalardı...