Pazartesi, Şubat 01, 2016

Yine gölgen


Dalıp gitmişim sesinle elâ şafaklara, bir ince bulut silsilesi gözlerimde, neyi görsem, neye baksam, neyi sevsem..
Rüzgarsız uçuşan saçların var ellerimde. Işık olmadan yansıyan gölgen, benim olmadan aldığın nefes gibi tıpkı. Yıkılsın şimdi şatafatlı tahtı, gaybı bildim diyenlerin, senden gayrı muamma gaybım mı var benim? 

Açılsın pencereler, sâikalar dökülüyor yanıp sönen sokaklara, sesin gitmiyor duvarlarından, siyahlarla örtülü gecenin. 
Nadir bir kumaşın dokunuşu elimde, kayıp gidercesine, son vapurun bacasından tütüyor. 
Uyumuş kalmış bütün çocuklar selsebiller altında, elleri ceplerinde, dayanmış da mermere, dalıp sersefil hayallerine. Bir tek uyumaz anne, gözlerinden dua akarken, kokusunu verip de sarıp kollarını, çeker içine şifa niyetine.  

Balıkçı saatine var daha, içinden söylediğin o türküler yatıştırmaz dertlerini. Bak yalnız vuruyor saat. 
İnsan anlar ancak insandan da.. insan yok. 
Dolanır ayaklarına bir sarı tebessüm gibi kediler. Sokak köpekleri üşümez ışığının altında. 
Bir tek kendine yok çaren, bir sana yok şefkat. Oysa, yaslayıp başını dağlara bir anlatsan, bir duysa sesini deniz, bir işitse seni Midas'ın sır tutmaz kuyuları... 
Şehzadebaşı'nda bir köşede kısmet taşı var, bilmez kimse. Tam değecekken elimiz, taş kesilmiştir. Kimbilir belki ondandır kısmetsizliğimiz. 

Şehrin bütün akşamları bizim. Söyleyebilsem, gölgen gibi dokunamadığım duvarlara, neyi görsem, neyi sevsem, neye baksam. Rengim uçuk kalbim ışıksız, lâkin o kadar da fena değil hâlim. 
Hayal taşar  yüreğimden, belki başka bir yerde tutuyordur gözlerini gözlerim. Kalbim yakın geçiyor sahillerine, bir göz değmesi, bir kaç selam cümlesi,  hepsi bu.
Halbulki; avare misali, geçip gitmişimdir yanından kaç kez. Belki kapını tutmuşumdur bilmeden tam sen çıkarken, belki yanyana oturmuşuzdur bir sinemada kimbilir? 
Belki de hiçbiri olmamıştır, bir hayalden ibarettir bu hayat. 

Beklemez ne hayal ne de hayat, uçup giderken ellerimizden. Düşlerimiz bile kalmaz geriye. Bir tek soğuk kitabe-i sengi mezar, o da kaldıysa arkamızda bir bakan. 
Bastığın taşları dahi kıskanırım da.. 
Bir tek ben bulamam gittiğin yolları. 
Akşam yine gölgen yine sen. Döner durur içimde bir ses; neyi görsem, neyi sevsem neye baksam; gene sen.