Bir şimşek gibi çakar içimde
Kör bir ustura izi gibi hain kesik
İflah olmaz martı sesleri adanın damlarında
ve düşen her yağmur damlası sen
Gözlerin samur bir kürk
Sardı geceleri altın rengi gaz lambalarında
Parıldayan yıldızlar kör
Beni görmez yanıp sönerken
Bir akşam ezanı gibi soyulur perdesinden sesler
Düşer omuzlarına tel tel
Sessiz bir kalp atışı gibi
Sadece sen.
Issız sırlar var yüreğin çöllerinde
Sensiz ve bulutsuz bir gökyüzünde
Neden çaresi yok yalnızlığın
Sen varken bile seninle.
Tam uzanıp tutuverecekken
İlham kokan ellerini
Piyalepaşada bir Sinan camii gibi
Eşsiz ve derinden akar zaman
Kimsenin bilmediği zamanlar gibi.
Şimdi hür ve ateşler içinde yanar her an
Ne sen kalabilirsin benle ne de zaman
Kapalı bir radyo gibi küskün
Durmuş bir saat gibi yalnız
Okunmamış kitaplar gibi öksüz
Tozlu raflarda zaman bir başka durmakta.
Sensizlik zamanı
Ölçülmez bir birim
Ne sen bilebilirsin bunu ne ben bilirim
Seni düşünmek ne zor şey
Bir tek ben bilirim
Tutmak elinden seni imkansız
Sadece severim.
Eda Baba: Hayranım Sana