Salı, Mayıs 05, 2015

Dil Kursu

Bak saat hala çalışıyor..

Güneş de var üstelik..
Aydınlanmış hava beyaz güvercinlerle..aşağıki komşudan radyo sesi de var havada..
Galetacı düşmüş yola çoktan 84 yaşında, terzi dikiyor  yakası açılmadık umutlarını, günlük sütleri gelmiş bakkalın diziyor gün gün dolaba..
Oltasız balıkçı yine minekopa kalmış kırmızı, yuvarlak, ıslak tezgahında, "ilk çıkan büyük çöpü alır" demiş kağıt toplayıcı, kedilerle yarışta..
Berber ağarttığı saçlarıyla gazetesine dalmış..fırınlanmış ekmek kokusu var üç sokak ötede, akça una bulanmış adamlar çuval çuval taşıyorlar ekmeklerini..sahibini gezdiren sarı köpek, ona bakıp umursamaz gerinen sarı kedi...servis bekleyen uykulu şişko çocuk, otobüs peşinde bir kaç acele adam, hepsi pürtelaş.. Hepsi her sabah burada..
Ben onlardan değilim... 
Seyrediyorum sadece; tâ onlardan biri olduğum güne kadar. Sonra aynıyla vâki aralarında kayboluyorum. 
Yutuyor beni onlar gibi hayat..

Servise git ya AKM ya Haldun Taner önünden.
Ne kadar sanatseveriz! 
-yok abi sen beni yoldan al...
Uykusuz set sabahı, madeni poğaça, metalik çay, kağıdi bardak...
Maç mavrası, set gıybeti, nortfeys nerede ucuz? niv balans ayakkabı Kızılaydan mı?
İlk nerden başlıyoruz abi? gece mi gündüz mü? 
Elinde program var baksana oğlum ! 
Gece var mı bugün? Kaç sayfa?
Canım evladım her gece "gece" var...
Makyaj sırası ne? ayy bıktım şu kızdan yaaa, bir gün dalıcam bak saçına,aa ne sinir ya ! mecbur muyum abi ben? uyuz ya..saydırmaları,
-abi ne olacak bu Beşiktaşın hali?
"Kaç kere söyledim şu kostüm kamyonuna benden başka kimse girmesin" cırtlak sesi,
Yetişir miyiz zamanında öbür mekana? bak saat 7'ye kadar ha iznimiz ! Ben karışmam ! prodüksiyon baskısı !
Hacı bu film biter mi 6 ayda ?
Hani sen arabayla gelecektin bugün?
Ebenin ayakkabısı ne renk?
Hiç bitmeyen alışılmış sabah muhabbetleri...
Hayat akıyor böyle..
Oysa ben....

Yeni bir dil öğreniyorum...
Vicdan ve merhametten mürekkep,
İyilik ve güzellik sözcükleriyle süslenmiş,
Hamurunda sevgi ve aşk olan bir lisan..
Bir dil değil bir gülüş,
Sözlüğünde hisler ve incelikler dolu..




Yeni bir lisan öğreniyorum sadece tek kişinin konuşabildiği..
Onun isminde, onun dilinde..
Beceremesem de en azından deniyorum.
Dışı parlak kağıda gülüşle çevrili, içi hüzün kaplı nefis karamela !
Sorun yok... hepimiz dokununca kapanan "küstüm otu" gibiyiz.
Dokunsan ağlayacak ruhlarımız var lâkin; göz dokununca gülüyoruz..

Hayat akıyor..
Hergün bir gün daha yalnızlık hanesine yazılıyor.
Saat durmuyor bak..!
Daha da zahmetli bir hal alıyor alışılan yalnızlık..
Yıldızları farketmek için birisinin işaretini bekliyoruz daima..
Halbuki; onlar hep orada..Kaldır kafanı bak...Gökyüzü sen kaynıyor..


Bir ateş yanar bazen hiç ummadığın bir anda..
Olimpos'un en tepesinde, -o alev çok uzak, bana ulaşmaz, beni yakmaz.. derken
Promete çalar getirir atar ayaklarının dibine sıcak korları bir anda,

Sen o ateşe harman olursun işte böyle apansız.
Dur bak şimdi saatler beni sen geçiyor..
Ruhumun zilleri seni çalıyor..
Kalk. uyan yetiş, bak güneş doğuyor..
Sensiz geçen her an heder oluyor.

Sıradan bir gün işte..
Kısa, aceleci sabahlar, bitmeyen uzun geceler..
Uzun geceler dudaklarda hep o heceler..
İçimde çalan şu müziği kapatın...

Bana onun gözleri yeter...

Bak saat hala çalışıyor...

Hiç yorum yok: