Cuma, Eylül 28, 2018

Nadide


Ve siz efendimiz, evet siz...

Çıkıp geldiğiniz zaman...
Zaman durdu..
Saatler geri saymadı belki ama..
İleri de gitmedi.
Karanlık gökyüzünün ardında güneş,
Öyle bir parladı ki;
Gökler yanıyor sandı melekler.
Öyle bir sarsıldı ki yeryüzü,
Hades yardı kabuğu çıktı sandı, bütün ölümsüz tanrılar.
Çekirdeğinde dönüp duran atom parçacıkları durdu bir an.
Ve siz efendimiz..
Siz..

Bütün bu olan bitenden habersiz
Soğuk duvarların ardında patlayan havai fişekler gibi
Bir volkanın altında gizlice akışan erimiş lav nehirleri gibi
Uzaklarda gemilerini arayan deniz fenerleri gibi
Bir sonbahar akşamı bankın üzerine sessizce düşmüş sakin bir çınar yaprağı gibi..
Oturdunuz çıkıp tahtınıza..
Sözümüzün geçmediği uzak diyarlara âtıf..
Susup bekledik...
Övünün şimdi eserinizle !

Okyanustaki bütün gemiler indirdi yelkenlerini,
Bir rüzgar gelip götürse bizi o vadedilmiş topraklara..
Bütün kuşlar sustu sizi dinliyor,
Kahreder sesiniz en dertli bülbülleri..
Gözlerinize bakan medusanın yılanları taş olur..
Silinir yüzünüze bakan bütün güzellikler,
Kıskanır nefesinizi dağların zirvelerindeki fırtınalar..

Ve siz efendimiz..
Evet siz..
Farketmeden bunları
Yaşayıp gideceksiniz..
Susmak zamanını vuruyor saatler bakın..
Nasıl da yankılanıyor kulağımızda ?
İlahi bir saati haber veriyor...
Olmak ya da olmamak vakti..

Ve siz efendimiz..
Siz
Şu nadide adınıza kalkan taşmış kadehlerden habersiz,
Uyuyorsunuz belki şimdi...

Şafak söküyor..
Az sonra dağılacak bu kutsal sis perdesi..
Saklanacak güneş kaçağı bütün dertler bir bir..
Bürünecek gene esrar perdesine tılsımlı sözcükler,
Tâ ki tekrar görününceye kadar fâni dünyamızdaki gölgeniz.

Şimdi gitme vakti...
Düşünceler denizine..
Geceyi bekleyeceğiz dört gözle..
Sarmaşık gibi sarılacağız bizi tutan duvarlara..

Ve siz efendimiz..
Siz 
Daha mutlu uyanacaksınız yarınlara..
Bir iskelenin kenarında...






Aşka Türlü Şeyler
Kenan Doğulu





Hiç yorum yok: