Pazar, Haziran 21, 2015

Beyâtî yakarış...

Hiçlik makamından Beyâtî makamına arz;

Orada olduğunu bilmek nefes almanın sebebi...
Gözlerine bakamasam da şimdi biliyorum, geçici dünyanın geçici bir zamanı kadar sürecek bu.
Orada olduğunu biliyorum çünkü..
Ben orada değilken gülümsediğini, gülümserken gözlerinin kısılıp dudağının kenarında oluşan o meknî çizgiyi biliyorum. Düşünceli halini ve o haldeyken içindekilerin masum yüzüne yansıdığını da görüyorum. 

Ellerim şimdi boş bu fâni dünyada, bunun da geçici olduğunu biliyorum; bulana kadar ellerini...
Sokaklarda kimseyi koşup sarılırken görmüyorum artık...
Çocukları bile..! Ayıp mı? günah mı? ne zıkkımsa ondan dolayı, birbirine dokunmaya korkan insan milyonları arasında, bir ben sana koşup sarılmayı istiyorum. Yok o filmlerdeki gibi uzun uzun koşmadan, hemen, gecikmeden, çabuk ve hızlıca..İçimdeki kalbin atışını duy, yaz güneşi gibi yanan ruhumu hisset...Sen gözlerimdeki herşey olan sen..Kollarımda erime dikkat et..

Şimdi yoksun; ama bunun geçici olduğunu biliyorum. 
Bu geçici dünya gibi, üzerimizdeki göçmen kuşlar gibi..Hepsi geçecek biliyorum..
Bana gelmesen bile hiçbir zaman, içim hep sana gelecek. Üzerinden bulutların geçtiğini farketmediğin gibi bunu da farketmeyeceksin belki..Yürürken gölgeni farketmediğin gibi, içimdeki seni de farketmeyeceksin. Oysa bu gelip geçici dünyada, sen kalacaksın içimde bir tek..

Elimde kalem diye seni tutuyorum. Sesini kullanıyorum yazarken, kendi sesim gibi..
Yüzün benim yüzüm aynada, seni görüyorum...
Kıskanıyorum ellerinin değdiği o kapı kollarını..
Baktığın pencerenin çatlak camını da..Yürürken ses çıkaran parkelerin gıcırtısını da..
Yaktığın lambanın kırmızı ışığını da...
Hepsi sana ulaşıyor, bir ben ulaşamıyorum. Biliyorum şimdi yoksun yanımda ama...
Bu da bu dünya kadar gelip geçici...

Çok sevdiğim yerlere götürüyorum seni...Sevmeyeceğin yerler varsa da aralarında, susup söylemezsin sen biliyorum..O yüzden seninle gitmiyorum, sadece ben götürüyorum seni.. Tahta masalı, kırık sandalyeli bu balıkçı kahvesi mesela...
Önünde yosunlu tekne, suya batıp çıktıkça çıkardığı sesler...Küfürlü tavla partileri, ayarı bozuk televizyondan gelen ayarı bozuk adamların öfkeli haykırışları..Küçük tozlu pencereler, duvardan sarkan rengi uçmuş balık ağları,yerde unutulmuş geçmez siftah paraları, Beykozsporun sarı çerçevede solmuş fotoğrafı...Sevemeyeceğin şeyler arasına seni oturtuyorum karşıma...
Hiç değilse çay güzel kokuyor değil mi ama?

Yanımda değilsin tıpkı herkes gibi..
Ama bu da geçici biliyorum, bu gelip geçici-delip geçici dünyada...
Uzatsam hiç tutmayacağın ellerim olacak belki biliyorum ama bu da geçici...Tıpkı rüyalarımda tutup bırakmadığın gibi...

Bütün yollar boş bugün..Şehir başka yerlere akmış gitmiş...Minareler yerinde, ezan sesleri, vapurlar, serseri martılar,  bıkık kediler, bitkin köpekler.. bir onlar yerli yerinde...Bir de sen..Yoksun...Lâkin yerli yerindesin...İçimde..

Düşünmeden olmuyor bu işler; kalbe düşen düşünceler yere düşen kağıt parçaları gibidir...Hiç olmadık anda çıkar karşısına insanın...Fallı çiklet kağıtları gibi....Varolmanın dayanılmaz kağıtlığı gibi..Ya basar geçersin ya alır okursun.. İkisinde de kaderin değişmez, ancak umutlanırsın.

Eski şarkı diye bir şey yoktur !
Şarkılar eskimez kullandıkça..Sadece onu dinleyenler eskir...İnsan eskidikçe yıpranır...yaralar kapanır, başkaları açılır...
Bir sihirli gülümseme alır götürür hepsini...Siler atar bütün yaşanmışlıkları...Sisli bir cam ardından baktığımız dünya, birden yeşerir kristal bir aydınlık, bir buse, bir gamze, bir perçem saç haline bürünür...Ah sıcak bir nefes hissetmeyeli çok olmuş...!

Şimdi yoksun biliyorum...
Bu da bu aldatıcı bu ışıklar saçan yalan dünya kadar geçici...
Eninde sonunda herkes evine döner...
Çıkarır üzerinde olması gerekenleri, esasına döner...
Bir duvar, bir sallanan sandalye, bir eski radyo, bir çift yürek, tek bir sıcaklığın etrafında buluşur...
Herşey aslına rücû eder..
Gerçek sevgiye..
Ve bu gelip geçici dünya da gerçek olan sadece şudur;
Sevgili Bilinmezlik.....





Solist Elif Güreşçi
Beste Erol Sayan
Güfte Necla Gürer
Beyâti makamı






Hiç yorum yok: